6 Nisan 2009 Pazartesi

yoğunum

Evet bir süredir yazamıyorum. bebiş son zamanlarda huzursuz sürekli, Muharrem evde ve bilgisayar genelde onun kullanımında:) ve tüm ev hanımlarının ortak fikrine göre evde erkek olunca evdeki iş bir şekilde hiç bitmiyor.

Meva hanımın uykusuzlukları meyvesini verdi ve sağ yan taraftan bir diş patlamaya başladı. Dila'nın her dişinde yaşadığımız heyecan bu sefer olmuyor. Dila'da ben anne olmayı öğrendim, her yeniliği beraber yaşadık ve öğrendik. ama o öğrenmenin verdiği acemilik herşeye yansıdı. şimdi heyecan azalmış da olsa tecrübeli anne olmak çok farklı. ilk ve ikinci çocuk arasındaki fark bu. ilki anneliği öğrenme heyecanı. bu ise anneliğin tadını çıkarma...

ben şu an anne olmanın tadını çıkarıyorum. ikisinden de her gün yeni birşeyler öğreniyorum. onları çok ama çok seviyorum.

iki hafta önce Dilamın ilk gösterisi vardı.kreşte Çanakkale şehitlerini anma programı yapıldı. beyaz gömleği, kırmızı (dönen) eteğiyle ve elindeki ponponlarla çok şirindi. ve çok büyük görünüyordu benim küçük bebeğim. sanırım o gece ben ondan daha heyecanlıydım. yaklaşık 2 yıl önce kolejin sahnesinde Gülbahçesinin bir programını izlemiş ve Dilamı da acaba bu sahnede izler miyim demiştim. ve.....izledim. harikaydı...küçük kızım büyümeye başlamış....

Mevam şu aralar yeni şeyler öğrenme telaşında. tüm gün ''baba'' ''abla'' ve ''gel gel'' ağzımızdan düşmüyor. ablası gibi Mevam da baba hastası. daha şimdiden babasını görünce bayılıyor ve babasının bakışlarından nazlanma şeklinde utanıp başını omzuma gömüyor. ellerini çırpmaya çalışıyor ancak henüz iki elini birbirine denk getiremiyor:)

günler geçiyor, sanırım yaşlanırıyoruz. ama o kadar güzel bir yaşlanma ki, sevdiğim herkes yanımda.

Hiç yorum yok: